30 Nisan 2007 Pazartesi

parça

Simit yedim bir tane,
küçük bir parçası kaldı hatta, tıkadı.
Aşk yaşadım bir tane,
büyük bir parçası kaldı hatta, bi tıkadı!
Korktum!



[kirmizi]

Anlamlı anlamsız tartışması

M; alfabenin bilmem kaçıncı harfi. Tek başına anlamsız.
E; alfabenin 6.harfi. Tek başına anlamsız, yukarıdaki ile evlense –me-, bir koyunun sesi.
R; alfabenin bilmem kaçıncı harfi. Tek başına anlamsız, yukarıdakinin çocuğu olsa –mer-, âşık olduğum kızın ilk hecesi.
İ; alfabenin bilmem kaçıncı harfi. Tek başına anlamsız, yukarıdakilere okeye 4. olsa –meri-, peri kelimesi ile büyük bölümü benzerdi.
Ç; alfabenin 4. harfi. Tek başına anlamsız, yukarıdakilerle otobüsün arkayı 5’leseler- Meriç-, çok anlamlı olur.
Sana göre anlamlı, bana göre anlamlı,
Sana göre anlamsız, bana göre yine anlamlı




[kirmizi]

27 Nisan 2007 Cuma

tespit//gözlem

Ülker-ikram reklâmındaki müzik msn iletileri geldiğinde uyarılma sesi, reklam bir anfide çekilmiş ve anfi tamamen dolu. Herkes pür dikkat hocayı dinliyor yani güzel bir imaj yaratılmış; herkes çalışkan, herkes derse yoğunlaştırılmış bir dikkat içersinde. Geleceğim nokta şu; Ülkerin hedef kitlesi gençler. Gençlerle de köprü kurmak için msn sesini ve tamamen dolu olan anfiyi seçmiş. Herkes mutlu, herkes huzurlu. İkram yiyen insanlar böle oluyor siz de yiyin diyorlar. Reklamın sonunda da bir espri ile tamamlanıyor. Reklamların vazgeçilmez olgusu. Basit olaylarla yola çıkmışlar. Reklam etkili oldu mu, köprü kuruldu mu soruları tartışılır. Beğenilmeme nedenlerinden siyasi durumları atarak tartarsak daha objektif sonuca ulaşırız. Ama doğru köprüleri seçmişler gibi geldi bana.


[kirmizi]

içindemiyim, senin?

Kurduğun her cümlenin;
öznesi, tümleci, nesnesi olma istediği içindeyim.
Bir yandan da
devrik cümle kurmanın endişesi içindeyim.
Bilinmeyen bir şeyin içindeyim.
Bir dediğin bir dediğini tutmuyor.
Dengesizliğin korkusu içindeyim.



[kirmizi]

tiyatro tadında

Doğaçlama sev beni.
Ne bir suflör olsun ne bir ezber.
Ağzından çıkacak her kelimeye çıldırayım,
Bu heyecanı yaşat bana, gebereyim.




[kirmizi]

21 Nisan 2007 Cumartesi

tespit//gözlem

Bir erkek dolmuşa bindiğinde baktığı ilk yer boş yer yerine, güzel kızlar
Bir kız bindiğinde baktığı ilk yer güzel erkek yerine boş yer.
Aramızdaki fark işte;
Boşluğu güzellikle doldurma arzusu.




[kirmizi]

tik tak-tik tak

Saat kadranında kadının biriyle
katrana bulanmış bir aşkın mücadelesini veriyorum.
Sırf tenefüs zamanı gelsin diye teneffüs ediyorum.
Saat aşkı 20’ i geçiyor, fark ediyorum.


[kirmizi]

18 Nisan 2007 Çarşamba

20041988

Memleketimdeki adama, arkadaşıma, sıkılıp duruna, dizi müptelasına, akıllı adama, edebiyat çocuğuna, soru manyağına, beni artist bulana, aşkı bulana, zayıf vücuda, blog açtırana, saat hastasına, ‘’ben nasıl büyük adam olucam‘’ diye sorana, çok konuşana, blues-jazz peşinde olana, dallasın içinde kalana, iyi adama, içimdeki umutları bir türlü tüketmeme izin vermeyen düşmanıma, aşkı için çıldırana, bir parçası İstanbul’da olana, sakin durana, yürürken elleri cepte durana, kitap kurduna, arşiv oluşturmaya çalışana, kaliteli müzik dinlemeye çabalayana, beni meraklanana, pembe gömlek ceket kuşanana, arabayla dolaşana ve bunun gibi şeylerle uğraşana, bunun gibi şeyler olana. Mum üflemek, uzaklardan birini beklemek onurla onun için heyecanla!


[kirmizi]

17 Nisan 2007 Salı

öylesine, haybeye!

köşedeki bakkala giderken seni düşünmek güzel.
çıkarken yokuşu soluk soluğa seni düşünmek güzel.
karnımı doyururken seni düşünmek güzel
üşümek güzel, hasta olmak güzel.
anne sütünü istemek gibi istem dışı
atıkların ortasında papatya yetiştirmek gibi ütopik
köşedeki bakkal kapalı olduğunda, aşağıdakine gitmek kadar yorucu seni düşünmek.



[kirmizi]

meriç tadında hayat başkadır?

mrç; sessiz durumum
merich; aşka zengin , aşktan fakir.
mereach; içinde ulaşamadığım bir yer var!
AmericA; özgürlüğün içinde parmaklıklarla birlikte.
MERİÇ: kendimi büyük görme durumum!
MERIC; ecnebi versiyonum.
merci; benim kibar olma durumum!
çirem; benim ters olma durumum!
m-rice; aşkının ya da aşçının mönüdeki özel yemeği.
MkareÇ; sayısal değerim.
meRiç; geRçek mi yoksa göz yanılması mı?
r-içme; etil alkol etkisi olduğundan dolayı uyarı!
m-içer; kafası attığında manyak içer(!)
mErİç; inişli çıkışlı ruh halim.
mmeerriiçç; ikizler burcu olan ben!
çim-er; bir gün çim yeşili kıyafetlerin içinde asker olacak oğlan.
mireç; sesli harfler değiştiğinde ortaya çıkan yakınlık.
ç-re mi; çetrefilli bir solfej yolu
iç-rem; içindeki ‘’Losing My Religion’’
çerim; benimsenmiş, hazır bir Osmanlı askeri



[kirmizi]

Zakkum-ahtapotlar-

''gömleğim beyaz olsun, sen seç kravatımı
eteğin kırmızı olsun, açık bırak saçlarını
son kez giyin benim için ve sen ütüle kravatımı
bir kağıt bir kalem bul, karala son satırlarını''



[kirmizi]

is this//this is



[kirmizi]

5 Nisan 2007 Perşembe

Güldürdüğün gözlere keşke susmasaydın!? Belki o gözler senin gözlerinle bir bakmıyordur çünkü...
müzik

4 Nisan 2007 Çarşamba

3 Nisan

kendimi güzel hissettim bugün, yakışıklıydım.
seni de güzel buldum, hem de çok.
gülüşüne yakın oldum, yeşil gözlerine yakın oldum
kendimi güzel hissettim.
bir şeyler söylemek istedim, sustum.
sana bakmak daha güzeldi, bu yüzden sustum.
baktım, hem de çok.
kendimi güzel hissettim
seni özel hissettim.




[kirmizi]

24 Eylül 1945- Nazım' dan Piraye'ye -

En güzel deniz :
henüz gidilmemiş olanıdır.
En güzel çocuk :
henüz büyümedi.
En güzel günlerimiz :
henüz yaşamadıklarımız.
Ve sana söylemek istediğim en güzel söz :
henüz söylememiş olduğum sözdür...




[kirmizi]