28 Kasım 2007 Çarşamba

zamansal itiraf

...
o gün bugündür.
bugün o gündür.
O’dur! o gün, bugün.

noktalama

  • tükenmez kalem; yalanların en büyüğü!
  • Merdivenleri 2şer 2şer çıkmak marifet değil artık bu yaşta
  • çıkmaz sokaklar hüzünlendiriyor beni. kendime benzetiyorum o sokakları. yakınlık hissediyorum. oturuyorum en çıkmaz taşına. ve anlatıyorum ona hiç kimsenin anlamadıklarından hayatımda.
  • hüzün uzun bi kelime!
  • seni anlamak için cümle içinde kullanmak bile fayda etmedi
  • gel ikimiz de karanlık yapalım odaları.

24 Kasım 2007 Cumartesi

müzik

sesleniş

.
.
Sesimi titret, beni üşüt ve git… terk et.

23 Kasım 2007 Cuma

Rönt,gen’im

Anahtar olup açmana
gerek yok beni.
Bak anahtar deliğinden
ve gör
sevişmişliklerimizi
ilişkilerimizi
irkildiklerimizi
kişileri
birimizi
bizi
izi
.
.
............................................foto by spitzenklasse//

tespit//gözlem

kalmadı artık çorba içtiğinde
bıyıkları leke olan adamlardan
yemek sofralarında.

kraliyet ailesinin laneti

Az önce gördüm çocuksu öcümü. Titremekteyim, durduramıyorum kendi bedenimi bir türlü.
Meni’lerimi atarkenki gibi bir titreme değildi bu, saf korkunun tanımı. Yabancı gelmiyordu, tanıdık sanki bi yerlerden. Korktukça hatırlamaya başlıyorum daha da titrerken. Bu korku sabah ezanı okunurken çocuklukta hissedilen korkunun ta kendisi idi, itlerin havlaması da içinde olan dakikaların aynısıydı, aynasıydı bu korku o korkunun. İtmeye çalıştıkça onu, sıktıkça kendimi yaşanılan şey idi bu.
Nasıl baş edilecekti peki?
Sakın üstüne giderek deme. Üstüme üstüme gelirken üstüne gitmek, nehrin akış yönünün tersine yüzmek gibi bi şey olurdu bu. Evet tanımlaması buydu. Sonra şelaleden yere düşersin. Suya çarpma acısını hissettiğinde keşke soğuk bir bıçağın yarattığı sıcak kan ve sıcak bedeni hissetseydim dersin. Evet, eminim diyeceksin.
Ben hiçbir şey yapmayacağım bırakacağım şelaleden kendimi, tadını çıkaracağım boşlukta yüzüme vuran esintinin ve su damlacıklarının. Bir daha anlatamayacağım zaman dilimlerini yaşayacağım. Bu anlatamamak kesinlikle kelimelerin zayıflığından kaynaklanan bir durum, bir olgu olurdu ve su ciğerlerindeki yerini alırdı. Hücresel yapıda aşırı oksijen alarmları çalmaya başlardı. Suyun soğukluğundan tüylerimin diken diken olmasını bile farkına varmazdım çünkü oksijenin, soğuk’un tadını çıkarırdım.

Az önce gördüm çocuksu öcümü. Onu içime aldım, sarıldım, sorular sordum. ‘’Neden beni seçtin’’ olmuştu ilk sorum. Şaşırmıştı o da, hiç böle karşılayan olmamıştı daha önce herhalde. Yüzünden de okunuyordu anlamlaştıramadığı. O konuşmuyordu. Sadece bana bakıyordu. En çok ‘’sen erkek misin kız mısın’’ sorusuna şaşırdı. Bi süre sonra kayboldu, gitti. Biraz hüzünlendim açıkçası.

Az önce gördüm çocuksu öcümü, iyi gelmişti-hemen gitti. Konuşmak iyi geldi.

16 Kasım 2007 Cuma

etkilerinin benimsenmesi

Boğazımın
her düğümlenmesine değerdi
her deyişin
her değişin ve beni
her devşirişin günahkara geceleyin.

mutfak

Vazgeçilemez üç'lü

  • Pilav
  • Barbunya
  • Yoğurt

uyarı!

Göremeyenler,

boşluğun dışı dolu.
Haberiniz olsun.

11 Kasım 2007 Pazar

aradaki beş fark

benim sevdiğim benimsediğim,
benimsediğim benim sevdiğim.

ders: matematik

Borçlu hissediyorum kendimi
çıkarma işlemlerindeki
misafirperver komşulara,
sıkça on’luk almaya gittiğimiz
ilk okulda.

9 Kasım 2007 Cuma

elimde kalan son cümle

.
‘’kutsal ruhun,
fahişe nefesinim
ben senin.’’

8 Kasım 2007 Perşembe

ifade

.
.............................................sana,
.
...............düşkünlüğümü anlatsam hayran kalırsın
...............hayranlığımı anlatsam düşkünlüğümü alırsın

zorlanırsın

.
.
.
.
.
.
.
.
.

soyut sorularda aramamak lazım somut cevapları.

5 Kasım 2007 Pazartesi

hatırla.

remember the fifth of november!
.

people should not be afraid of their governments
governments should be afraid of their people

.

[kirmizi]

2 Kasım 2007 Cuma

bi varmış bi yokmuş

...
.
Sen bir var bir yok.
Yok yok!
Sen,
hiçbir zaman var
her zaman yok!

1 Kasım 2007 Perşembe

ilmik ilmik duman

İdama son adım son sigara adamın,
yanmayınca bir türlü.


Asıl o zaman asıldı dalına ağacın.



[kirmizi]

benze ve öl!

Tırnaklarım uzadıkça babam geliyor aklıma
ve ben büyüdükçe daha da benziyorum,
babama.


gurur bir tarafta
hüzün diğer tarafta


durmakta.


[kirmizi]

tespit//gözlem

.
baylar, aşık olununca aşk yapılacağını;
bayanlar, aşk yapılınca aşık olunulacağını düşünürler...


[kirmizi]